Üsküdar Bağlarbaşı’nda Vasiyet Sokak’ta bulunan Surp Garabed Ermeni Kilisesi’nin ilk yapılış tarihi tam bilinmese de 1555 yılından beri varlığını sürdürmektedir. Kilise, 1617 yılında Vardapet Zakarya tarafından Sarkis Kalfa isimli bir mimara eski ahşap kilisenin yerine tekrar yaptırılmıştır. İlk ahşap kilisenin, Mihrimah Sultan Cami inşaatında çalışmak üzere aileleri ile beraber Van ve Muş’tan getirtilip bugünkü Yenimahalle’ye yerleştirilen Ermeniler tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.
1727 yılında Hovennes zamanında tamir edilen kilise, 1838 yılında Patrik Asdvadzadur zamanında yeniden inşa edilmiş, 1844 yılında onarım görüp açıldıktan sonra 1887 yılındaki büyük Yenimahalle yangınında yanmıştır. Günümüzdeki kargir yapı, 1888 yılında Patrik Harutyun zamanında Sultan II. Abdülhamid’den alınan izin ile Mateos ve Apik Uncuyan kardeşler tarafından yaptırılmıştır.
Büyük bir avlu içinde yer alan yapı, Ermeni kiliselerinde çok az görülen bazilikal plana sahiptir. Muntazam kesme taştan yapılmış olan kilisenin giriş cephesi iki katlı olup, arşitrav görünümlü bir tepelikle sonlanmaktadır. Bunun gerisinde de ortası barok kartuşlarla bezeli, tepesi alemli çatı aynası yükselir. Kiremit kaplı çatısı iki tarafa meyillidir. Kilisenin kuzey ve güney cephelerinin batı ucunda, muntazam kesme taşla yapılmış iki çan kulesi yükselmektedir. Üç kademeli olarak tasarlanmış kuleler, zemin katta kemerli bir geçitle avluya açılır. Kulelerde kat bölümleri, zengin bir silme takımıyla vurgulanmıştır. Birinci kattan itibaren geri çekilerek küçülen katlar, üstte sivri ve dilimli birer kubbeyle sonlanmaktadır.
Beş kapısı bulunan kilisenin, Vasiyet Sokağı üzerinde iki kapısı ve bunlar arasında kitabesiz, üç yüzlü bir çeşme bulunmaktadır. Batı cephesinde eksende, iki yanı pilasterli, basık kemerli anıtsal giriş kapısı, bunun üzerinde üç satır halinde iki Ermenice kitabe, bu kitabenin yanında da Hz. İsa’nın hayatını sembolleştiren, taşa oyulmuş bir arma görülür.
Sütunlarla üç nefe ayrılmış kilisenin doğu nefi, ahşap oymalı korkulukları ile zeminden biraz daha yüksektir ve koroya ayrılmıştır. Kiliseyi, beşik örtüsü şeklinde uzun bir tonoz örter. Apsis’in iki tarafında, kırma çatılı, iki ayrı küçük şapel vardır. Bunlardan kuzeydeki vaftizhane ve şapel, güneydeki mugannilere ait mekan olarak kullanılmaktadır. Batıdan girilen narteks, bu yönde iki pencere ile aydınlanmaktadır. Dışarı yarım yuvarlak taşma yapan apsisin, iki yanında yuvarlak kemerli birer niş vardır. Yan nefler karşılıklı olarak, yuvarlak kemerli, yüksek, üçer pencere ile kuzey ve güneye açılırlar. Kilisenin özellikle batı cephesi, sık tekrarlanan dikdörtgen pencere kompozisyonu ile dikkat çekmektedir. Ortada bulunan pencereler, cephede sütun ve payelerle hareketlendirilmiştir.
1984 yılında onarılan kilise, 2006 yılında da onarılmış ve İstanbul Ermeni Patriği II. Mesrob tarafından ibadete açılmıştır.
Kaynak: degisti.com